Tarih

Bosna’nın Fethi (II.Bosna Seferi)

0
Lütfen giriş yap veya kayıt ol bunu yapmak için.

Osmanlı İmparatorluğu’nun gittikçe daha tehlikeli bir şekilde büyüdüğü Hristiyan dünyasında Bosna Krallığı’nın 1463 yılında yok oluşuna duyulan dehşet çok büyüktü. En fazla tehlike altında olan ülke Macaristan Krallığı’ydı. Kral Matthias Corvinus ayrıca yıllardır tacı için kavga halinde olduğu Kayser Fredrick ile 19 Temmuz 1463 yılında imzaladığı bir anlaşmayla barış yapmak ve tüm askeri kabiliyetlerini Osmanlıya karşı kullanmak için acele etti. Bu sebeple tüm vassallarını 12 Eylülde Petervaradin’e topladı ve komutanlarından Ladislas Markus, Türkleri daha önce Sirem’den çıkarttıktan sonra Eylül sonra ermeden ana ordunun başında Sava Nehri’ni geçerek Bosna’ya girdi. Osmanlılar tarafından terk edilmiş açık arazilerde hiçbir yerde direnişe rastlamadı. Hızlı bir yürüyüşle derhal Jajce önlerine geldi. Osmanlı idaresini istemeyen şehir halkı ile anlaşma halinde savunması zayıf şehri 1 Ekim’ de daha ilk taarruzda aldı. Güçlü bir Osmanlı muhafız kıtası tarafından savunulan kalede ise direniş bir o kadar yüksekti. Neredeyse üç aylık sürekli ve soğuk mevsimden dolayı çok zorlu bir kuşatmadan sonra aç kalan muhafız kıtası 16 Aralık’ta teslim oldu. Harambaşı İlyas Bey ile birlikte 400 Osmanlı askeri esir olarak kalede tutuldular ve sonrasında Macaristan’a götürüldüler. Bundan sonra 60’tan fazla kale ve açık kent Macarlara itaat etmiş, Macar kralı da kalelere silah ve muhafız yerleştirmişti. Kış mevsiminin sertliğini arttırmasıyla ordunun ihtiyaçlarının karşılanması güçleşmiş ve Macarlar Bosna topraklarından çekilmek durumunda kalmıştı.

1463 Noelinde Kral Matthias büyük bir törenle yanlarına Bosna’da ele geçirdiği Osmanlı askerlerini de alarak Budin’e girdi. Kralın bu zaferi Avrupa’da, Macaristan tacı altında yeniden Bosna Krallığı’nın kurulması olarak kutlandı. Kral Matthias hazinedarı Emerich Zapolya’yı tekrar zapt edilen toprakların valiliğine getirdi. Yine de hiç kimse Bosna’nın tek başına tam olarak Osmanlının gücüne dayanamayacağını Kral Matthias’dan daha iyi bilemezdi. Bu yüzden derhal yardım için diğer Hristiyan güçlere bilhassa Papaya ve Venediklere başvurdu. Ocak 1464 yılında Papa II.Pius’a şöyle diyordu.

‘‘Öyle bir başlangıç yaptım ki, Hristiyan aleminin Bosna’nın yıkılmasından dolayı aldığı yaraya şimdi kolay ve etkili bir ilaç bulunabilir. Zira bu yara Avrupa’nın yalnızca uçlarına, yalnızca yanlarına temas etmemiştir. Hayır, neredeyse Avrupa’nın kalbine kadar inecekti ve buradan her yere kolayca yayılabilirdi. Bu hususa bundan sonra bütün dikkatimi vermeye hazırım, ama çabalarımın karşılıksız kalmaması için, tüm erdemlere sahip olan ve her şeye hükmeden ve yöneten kutsal şahsınızın gücüne ve yardımına ihtiyaç duyuyorum.’’

Papa bunun üzerine yardım sözü verdi. Venedik de Papanın arabuluculuğu sayesinde kralı 60 bin duka altınla desteklemeye karar verdiler ve derhal ertesi yıl için bu miktarın 40 binini hazır hale getirdiler. II.Mehmet 1464 yılı ilkbaharında Edirne’de toplanan ordusu ile Sofya üzerinden Jajce’ye yürüdü. Midilli Seferinden yeni dönen Mahmut Paşa’da üç gün Edirne’de kaldıktan sonra dördüncü gün o da Fatih’le birlikte Bosna Seferine katıldı. Sıkıntılı bir yolculuktan sonra Fatih Sultan Mehmet ordusu ile Jajce yakınlarında ordugâh kurarak kaledekilere teslim olmasını önerdi. Bu teklif reddedildiğinden kaleyi askeri birliklerle 10 Temmuz 1464’te kuşatmaya başladı. Fatih yerinde dökülen ağır toplarla günlerce kaleyi dövdürmüş, surlara kadar uzanan derin lağımlar kazdırmasına, taarruzu her gün birkaç kez yeni ve büyük ödüller vadedilerek teşvik edilen birliklerle yenilemesine rağmen şehir zapt edilemedi. Macar Kralının hazine bakanı iken Bosna valiliğine atamış olduğu Emerich Zapolya tarafından savunulan kale çok metindi. Hücum olgun hale getirilmeden, vaktinden önce hücum edilmiş olduğundan kale zapt edilememiş, çok kayıp verilmişti. Buna çok üzülen Fatih, cephedeki askerlerini kaledeki düşmanın etki sahasından çıkartarak birkaç gün dinlendirmiş, yeniden örgütlendirip eksiklerini tamamlatmıştı. Sonrasında tekrar kente hücum ettirmişti. Bu defaki hücumda Fatih; birliklerini kendisi cesaretlendirmiş, surların üstüne ilk çıkacakları ödüllendirme sözü verip şehrin yağmalanacağını askerlerine ilan etmesine rağmen sonuç alınamamıştı. Sonunda Fatih kalenin sadece ablukasına karar vererek 24 ağustos 1464 tarihinde ordunun bir kısmını abluka için bırakıp bu işe Bosna Beyi Minnetoğlu Mehmet Bey’i memur etmişti. Kendisi ise ordunun bir kısmı ile Saraybosna ovasına dönmüştü.

Macar Kralı Matthias 1464 Eylülünde 10.000 kişilik bir ordunun başında Sava Nehrini aşmıştı. Osmanlı ordusunun yolunu ve geri bağlantısını kesmek niyetindeydi. Fakat Osmanlı ordusunun büyük kısmının dağ geçitleri ile kapalı bölgeden dışarı çıktığını öğrenen Kral, Güneye doğru daha fazla yürümeyerek Zvornik üzerine yöneldi. Bu sırada Macar Krallığı’nın Bosna valisi Emerich Zapolya; emrindeki bir kısım askerle Jajce etrafındaki Osmanlı ablukasını kısa bir çarpışmadan sonra yararak çıkmıştı. Zvornik’i kuşatmak için ilerleyen Macar kuvvetleri, aşağı Drina Vadisinde (Jajce’nin 150 km. doğusunda) büyük güçlükler ve çatışmalar karşısında kral, Zapolya kuvvetlerini de yardıma çağırmıştı. Macarların Zvornik Kalesi üzerine yöneldiğini haber alan Fatih; Mihaloğlu İskender Bey emrine 500 asker vermiş ve düşmandan önce gidip orayı takviye etmekle görevlendirilmişti. İskender Bey düşmandan önce kaleye girerek oradaki garnizonu takviye etmiş Fatih ise Sofya’ya giderek orada konaklamıştı. Zapolya bu arada zengin gümüş madenleriyle ünlenen bir dağ kalesini ele geçirirken, Zvornik muhasarasına başlayabildi. Kuşatma Macarlar hiçbir ilerleme gösteremeden iki ay kadar sürdü. Emerich Zapolya burada ağır yaralandı ve cesaretini kaybetti. Yaklaşan kış mevsimi yıpranmış ordunun kuşatma çalışmalarını ve erzak temin etmesini gün geçtikçe zorlaştırıyordu. Bu esnada Mahmut Paşa şehri kuşatmaktan kurtarmak için 40.000 kişilik bir kuvvetle yola çıkmıştı. Bu kuvvet Eflâklar Derbendi’nde düşman tarafından tertiplenen bir direnişle karşılaşmıştı. Bir tarafı uçurum ve nehir diğer tarafı yüksek dağ olan bu derbentten geçmek zorunda bulunan Osmanlı ordusu nehrin öte yakasına yerleştirilmiş düşman toplarının ve silahlarının etkisi altında kalarak duraksamışlardı. Mahmut Paşa emrindeki komutanlarla bir toplantı yaptı. Komutanlarının çoğu bu yolları iyi biliyorlardı. Onlar askerlerin bu yoldan geçemeyeceğini eğer Serbernik madeni etrafından dolaşılırsa da yolun uzayacağını ve kaleye zarar gelme olasılığının artacağından bahsetmişlerdir. Bir karar vermek zorunda kalan Mahmut Paşa ve komutanları hileye başvurarak derbentten geçme fikrinde mutabık kaldılar.

Mahmut paşa Macarlardan kaçıp gelmiş birini buldurarak ona kimseye görünmeden dağdan geçip geceleyin Zvornik Kalesindeki Türklere ‘‘padişah ordusu geliyor’’ diye bağır. Bu işi başararak gelirsen dilediğini yaparım emrini verdi. Ona hem para vermiş hem de tımar adamıştı. Bu casus Zvornik Kalesi çevresine varmış ve bir gece düşmanın kuşatma hatları arasından sızarak yüksek bir yerden kale komutanına bağırmış onlara ne yapıp edip üç gün daha dayanmalarını, padişah ordusu ile beraber gelmekte olduğunu seslenmişti. Kale içindeki Türk kuvvetleri bunu işitince davullar çaldırmış, şenlikler yapmaya başlamışlardı.

Bu sırada Mahmut Paşa’nın 40.000 kişilik bir kuvvet ile kaleyi kurtarmak için yaklaştığı haberini alan Macar Kralı Matthias Corvinus telaşa düşmüş, savaş kurultayında Macar komutanları arasında fikir ayrılıkları baş göstermişti. Macar komutanların çoğu; bu mevkide tutunamayacaklarını, Tuna Nehri’ne çekilmeleri ve askerleri azar azar karşı kıyıya geçirmeleri gerektiğini, aksi halde Osmanlı baskısı altında bunu yapmanın zor olacağı kanaatinde olduğundan bu tedbire başvurmak istemişlerdi. Fakat kral bir-iki gün sonra meydana çıkan Ali Bey akıncılarını görünce Osmanlı ordusunun geldiğini sanarak kuşatma malzemelerini yıktırarak çekilmek istemiş fakat Macar birlikleri paniğe uğramış; toplarını, yaralılarını ve ağırlıklarını bırakıp kaçmaya başlamışlardır. Düşmanın çekilmek istediğini fark eden Zvornik garnizonu kaleden dışarı çıkarak düşman üzerine taarruza başlamış ve Mahmut Paşaya da haber göndererek durumu bildirmiştir. Bu sırada Mahmut Paşanın öncüsü Mihaloğlu Ali Bey kuvvetleri ve akıncılar Macarlara yetişmişlerdi. Kaleden çıkan garnizon ile bu öncü birlik arasında kalan düşman yok edilirken, çok uzun bir gece yürüyüşünden sonra Mahmut Paşa ordusu Zvornik önlerine yetişmişti.

Zvornik’ten çekilebilen Macar kuvvetleri panik halinde kuzey Sava Nehri geçitlerine doğru çekilirken, Osmanlı kuvvetlerinin önüne Zvornik kalesinin yanında akan Drina Nehri engeli çıkmıştı.

Macarlar buradaki köprü ve geçit malzemelerini tahrip edip gittiklerinden en ilerdeki Osmanlı birliğinden 1000 kadar atlı yüzdürerek karşıya geçerek düşmanın peşine takılmışlardı. Mahmut Paşa düşmanın Sava Nehri’ni kuzeye doğru geçmeye çalıştıkları bir sırada bütün kuvvetleriyle düşman üzerine saldırdı. Macar Kralı kurtulmuş, fakat yakın çevresi tutsak olmuş veya öldürülmüştü. Düşman askerlerinin çoğu boğulmuştu. Birçok Macar arabası ve topu çamura saplanmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmişti. Macar Kralı; ordusundan sağa kalıp kurtulabilen askerlerini ancak kasım ayının sonunda toplayabilmişti. Bosna’da bazı kaleler ve Jajce Kalesi Macarların elinde kalmıştı. Fatih Sofya’da yeniden bazı kuvvetlerini silâhaltına çağırarak Mahmut Paşa emrine göndermiş ise de, bunlar cepheye gelene kadar kesin sonuç alınmıştı. Mahmut Paşa düşmandan alınan askeri malzemeyi Zvornik kalesine koydurmuş, bu kalenin yıkılan yerlerini tamir ettirmiş, gerekli savunma tedbirlerini aldıktan sonra, 200 tutsak askeri ve ganimetleri Fatih’e getirmişti.

Bu sefer sırasında büyük hizmetleri görülen Mihaloğlu İskender Bey sancak beyliğine yükseltilmişti. Fatih Sultan Mehmet diğer bölgelerdeki askeri harekatı Sofya’dan yönetmiş, Jajce kalesini kuşatmaya devam etmiş ise de yine de kaleyi zapt edememiş ve 1464 sonlarında İstanbul’a gelmişti. Zvornik olayından iki ay sonra Macar Kralının amcası Osvát Szilágyi 8000 kişilik bir kuvvetle Kubin bölgesinde görünmüş, Semendire üzerine yürümüş fakat Türk kuvvetlerinin baskısına uğrayarak bozulmuş Mihaloğlu Ali Bey ve Mihaloğlu İskender Beylere tutsak düşen Osvát Szilágyi, Fatih’in emri ile idam edilmiştir. Yardımcısı Labatlan ise fidye karşılığında salıverilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu Bosna’yı zapt ettiği zaman Bogomil mezhebindeki Bosna Hristiyanlarına hoşgörü göstermiş, onların devlet hizmetinde yetişmesini sağlamıştır. Bogomiller toptan Müslüman olmuşlardır. Osmanlı resmi vesikalarında görülen ve diğer devşirmelere tercih edilen bu çocuklara Bogomillerin diğer adı olan Potur oğulları denilmiştir. Bogomiller İsa’yı Allah’ın kulu ve peygamberi tanıyan inançlarıyla Müslümanlara benzemektedir. Bununla beraber Türklerin vicdan hürriyetine saygı duymaları, birkaç asırdır Katolik Kilisesi’nin baskıları ve Macar Kralının haksızlıklarına maruz kalan bu zümrenin Müslümanlara yakın itikatları sebebiyle hep birden denecek kadar süratle Müslüman olmalarına neden olmuştur.

Mila 18 Memorial
Bosna'nın Fethi (I.Bosna Seferi)

Reactions

0
0
0
0
0
0
Zaten bu yazı için tepki gösterdi.

Tepkiler

Henüz beğenen olmadı.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir