Bilgi Bilim

Hatalı İkilem Safsatası: Ya Sev Ya Terk Et!

1
Lütfen giriş yap veya kayıt ol bunu yapmak için.

Hatalı ikilem veya hatalı dikotomi, sınırlı sayıda seçeneğin, biri seçildiğinde diğerlerinin seçilemeyeceği veya başkaca seçenekler de varken sadece bunlar varmış gibi sunulmasıyla meydana gelen bir mantık safsatasıdır. Örneğin bir kimse, size C seçeneğinden bahsetmeksizin A veya B seçenekleri arasında seçim yaptırmaya çalışıyorsa hatalı ikilem safsatasına başvuruyordur.

Hatalı ikilemler genellikle insanlar bir şeyi yanlış anladığında veya yorumladığında akıl yürütme süreçlerinde meydana gelen safsatalardır. Bu safsatalar çeşitli yollarla retorik amaçlar için kasıtsız olarak da kullanılabilmektedir; bu safsata ile örneğin karışık konular yanıltıcı seçeneklere indirgenebilir, veya insanlar belirli zorluklara karşı belirli bir duruş sergilemeye itilebilir.

 
 
 
    
 
 
360p geselecteerd als afspeelkwaliteit
 
 
 
 
 
 
 

Hatalı ikilemler oldukça yaygın ve oldukça güçlü safsatalardır ve bu çerçevede anlaşılmaları son derece önemlidir. Makalemizde bu ikilemler hakkında daha fazla bilgi edinecek, bazı örneklerini görecek ve bu ikilemlere başarılı bir şekilde karşı çıkmak için neler yapabileceğinizi göreceksiniz.

Hatalı İkilemleri Anlamak

Hatalı İkilem mantık hatasının formu çok açıktır:

  1. Ya X İddiası ya da Y İddiası doğrudur.
  2. Y İddiası yanlıştır.
  3. Dolayısıyla X İddiası doğrudur.

İlk başta mantık hatasını görmek kolay olmayabilir. İşte bu yüzden de Hatalı İkilem, oldukça tehlikeli bir safsatadır. Eğer formülü dikkatlice inceleyecek olursanız üçüncü bir seçenek olduğunu görürsünüz: Hem X İddiası, hem de Y İddiası yanlış olabilir.

İşte bu mantık hatasının en tehlikeli olduğu zaman, ortada aslında üzerinde durulabilecek daha çok seçenek varken, taraflardan birinin seçenekleri ikiye indirerek sizi birini seçmeye zorlamasıdır. Ancak taraf, seçenekleri kendisinin istediği gibi azalttığı için siz hangisini seçerseniz seçin, karşı taraf istediğine ulaşacaktır. İşte bu mantık hatasını bilirseniz, bu yanlışa düşmeniz çok daha zor olacaktır. Gerçekten tartışmalarda can kurtarıcı bir mantık hatası olabilmektedir. Bu mantık hatasına konsept bir örnek verecek olursak:

  1. Ya 1+1=12 doğrudur ya da 1+1=15 doğrudur, ikisi birden doğru olamaz.
  2. 1+1=12 doğru değildir.
  3. O zaman 1+1=15 doğrudur.

Evet, 1+1 hem 12, hem de 15 olamaz; dolayısıyla birinci öncül, her ne kadar matematiksel bilgilerimizle çelişiyor olsa da, doğru bir öncüldür. Ancak varsayılan matematik kullanımı olan 10 tabanındaki matematiğe göre 1+1 işleminin sonucu 2’dir, bunu hepimiz biliriz. Burada, 1+1 matematiksel ifadesi ile ilgili doğru olan “1+1=2” bilgisi yerine, iki adet yanlış bilgi sunulmaktadır. Dahası, karşınızdaki kişi sizi bunun üzerinden bir seçim yapmaya zorlamaktadır. Ancak ifadelerin her ikisi de yanlıştır ve hangisini seçerseniz seçin hata yapmış olursunuz.

Tabii ki gerçek hayattaki tartışmalarda bu kadar bariz olarak karşımıza çıkmaz, az sonra örnekleyeceğiz. Ancak kimi zaman, bir problem öyle dikkatlice sunulur ki, o konu hakkında gerçekten de sadece ve sadece iki seçenek vardır. Bu durumda, mantık hatası da ortadan kalkmış olur. Örnek verelim:

 
  1. Ali ya ölüdür ya da yaşıyordur.
  2. Ali ölü değildir.
  3. Dolayısıyla Ali yaşıyor.

Burada, hayat ile ilgili olarak gerçekten iki opsiyon olduğu için (bitkisel hayat gibi “gri bölgeleri” göz ardı edersek), ortada bir mantık hatası yoktur. Şimdi, mantık hatasının olduğu birkaç örnek verelim:

  • Eğitim Bakanı: “Okullara ayrılan bütçeyi bu sene kısmak durumundayız.”
  • Muhabir: “Ama neden?”
  • Eğitim Bakanı: “Çünkü ya bu kesintiyi yaparız ya da büyük bir borç altına gireriz ve borca girmek istemiyoruz.”

Devletin elinde genellikle “bütçeyi kısmak” ve “borca girmek” seçeneklerinden çok daha fazla seçenek bulunur. Ancak politikacılar seçenekleri sadece iki olasılıktan ibaret göstererek kendi politikalarını haklı göstermeye çalışırlar. Tespit edilmesi daha zor olan bir diğer örnek verelim:

  • Murat: “Ali de ben de okullarda evrim eğitimiyle birlikte yaratılış düşüncesinin okutulmasını destekliyoruz.”
  • Ali: “Ne?! Ben asla böyle bir şey söylemedim!”
  • Murat: “Ne yani şimdi bize ateist olduğunu mu söylüyorsun Ali?”

Burada Murat, Ali’yi zor bir duruma sokmaktadır çünkü önüne sadece iki seçenek sunmaktadır: ateist olmak veya din eğitimini desteklemek. Halbuki bu tip eğitimsel bir konuyla ilgili sayısız farklı pozisyon bulunmaktadır (ateist olup din eğitimini de desteklemek, teist olup yaratılışın okullarda okutulmaması gerektiğini düşünmek ve daha nicesi…). Ancak Murat, Ali karşısına iki seçenek sunarak onu zor durumda bırakmayı ve kendi görüşünü desteklemeyi hedeflemektedir. Eğer ki bu tip bir duruma itildiğinizi hissederseniz, elinizdeki seçeneklerin sadece iki adet olup olmadığından emin olunuz.

Görebileceğiniz gibi hatalı ikilem argümanları, öncüllerinde aşağıdaki sorunların ikisinin de geçerli, veya biri veya ikisinin geçersiz olması varsayımına dayanması sebebiyle serbest mantık safsataları çerçevesinde ele alınır:

  • Hatalı ikilem, sunulan seçeneklerin birbirini dışladığını varsayar. Bu bağlamda birbirini dışlama, herhangi bir zamanda mevcut seçeneklerden yalnızca birinin seçilebileceği (veya doğru olabileceği) anlamına gelir. Bu çerçevede hatalı ikilem, iki seçeneğin birbirini dışladığı varsayımına dayanarak ortaya çıkıyorsa bu, mevcut seçeneklerin, mevcut seçeneklerden iki veya daha fazlasını seçmek (veya iki veya daha fazlasının doğru olması) mümkünken bunlardan yalnızca birini seçebileceğimiz (veya yalnızca birinin doğru olabileceğini) şekilde sunulacağı anlamına gelir. Yani hatalı ikilem dahilinde A, B ve C seçeneklerini seçmek mümkündür; ancak argüman “ya A seçeneği, ya B seçeneği” şeklinde sunulur.
  • Hatalı ikilem, sunulan seçeneklerin birlikte kapsayıcı olduğunu varsayar. Bu bağlamda birlikte kapsayıcılık, sunulan seçeneklerin seçilebilecek tek seçenekler olduğu anlamına gelir. Bu çerçevede hatalı ikilem, sunulan seçeneklerin seçilebilecek tek seçenekler olduğu, yani bu seçeneklerin birlikte kapsayıcı olduğu varsayımına dayanarak ortaya çıkıyorsa bu, daha fazla seçenek seçilebilir pozisyondayken ancak sınırlı sayıda seçeneğin seçilebilir olarak sunulduğu anlamına gelir. Yani hatalı ikilem dahilinde A ve B seçenekleri seçilebilir; ancak gerçekte A ve B seçeneklerinin yanında C ve D seçenekleri de bulunmaktadır ve görmezden gelinmektedir.

Buna bağlı olarak hatalı bir ikilem, öne sürülen farklı seçeneklerin hatalı olarak dışlamalı ayırtlama temsilinde olduğu varsayımında bulunması sebebiyle bir safsata olarak kabul edilmektedir.[1] Bu bağlamda dışlamalı ayırtlama, sunulan seçenekler arasından yalnızca birinin doğru olduğunu (veya yalnızca birinin seçilebileceği) anlamına gelmektedir. Böylesi bir varsayım birden fazla seçeneğin aynı anda doğru olabileceğini, veya öne sürülmeyen seçenekler arasında doğru seçenekler bulunabileceği gerçeğini göz ardı eder ve gizler.

Bununla beraber “ayırtlama” sözcüğünün yalnızca iki seçeneğin sunulduğu (ikilem) durumlarına atıfta bulunduğunu göz önünde bulundurmalısınız. Yani ayırtlama, üç veya daha fazla seçeneğin sunulduğu durumlara uygulanamaz.

Hatalı İkilem ve Hatalı Dikotomi Arasındaki İlişki

“Hatalı ikilem” ve “hatalı dikotomi” terimleri, aralarında herhangi bir ayrım yapılmaksızın sık sık birbirlerinin yerlerine kullanılır. Bununla beraber hatalı dikotomiyi hatalı ikilemlerin, yalnızca iki seçenek sunulan belirli bir türü olarak ele almak da mümkündür.

Bu çerçevede hatalı dikotomi, hatalı ikilemlerin en basit ve en çok kullanılan türünü oluşturmaktadır ve hatalı dikotomi teriminin hatalı ikilem yerine kullanılabilmesi de bu kullanım sıklığıyla açıklanmaktadır. Bu safsata aynı zamanda hatalı ikili, siyah beyaz akıl yürütme, siyah beyaz safsatası, çatallanma safsatası, ya-ya da safsatası, hatalı alternatif safsatası ve orta-yok safsatası isimleriyle de anılmaktadır.

Bazı filozoflar hatalı dikotominin bir inanç olduğunu, hatalı ikilemin ise bir argüman olduğunu öne sürerek bu iki kavram arasında bir ayrıma gider; bu bağlamda argüman, kasıtlı olarak veya insanların hatalı bir dikotomiye yönelik inançlarının bir sonucu olarak kullanılabilmektedir.[2]

Ancak bu terminoloji farkı pratik bağlamda bir fark yaratmamaktadır. Bu safsataya ilişkin önemli olan şey, bu tür hatalı akıl yürütmeleri tanıyabilmek ve hem bir inanç, hem bir argüman olarak öne sürülebileceğini göz önünde bulundurmaktır.

Not: Hatalı ikilemler ve dikotomiler, bazen boynuzlu kıyas olarak da adlandırılmaktadır. İki öncülden bir sonuca ulaşıldığı kıyasların bir türü olan boynuzlu kıyaslarda rakibin, seçebileceği iki seçenekten birinde bir boynuza oturması amaçlanmaktadır.

Hatalı İkilem ve Hatalı Dikotomi Örnekleri

Aşağıdaki örnek bir hatalı ikilem örneğidir. Bu örnek aynı zamanda bir hatalı dikotomi örneği olarak da kabul edilebilir:

Ya dostsunuz, ya düşman.

Burada konuşmacıya karşı karışık veya nötr hislere sahip olma olasılığını göz ardı eden hatalı bir ikilem, bölücü bir dille sunulmaktadır. İkilemde dinleyicilere belirli bir duruşu kabul etmeye yönelik bir baskı uygulanmakta (dostumuz olun); bu duruşun alternatifi de olumsuz şekilde (yoksa düşmanımız olacaksınız) yansıtılmaktadır.

Benzer bir örnek de şu şekildedir:

Ya polisin yetkilerini artıran bu yasayı desteklersiniz, ya da suçlusunuzdur.

Buradaki hatalı ikilem ise dinleyicilere, yasaya karşı çıkmak için başkaca makul sebepleri tamamen göz ardı ederek ve yasayı kabul etmemeleri takdirinde suçlu yaftasını dayatarak, yasayı kabul etmeleri yönünde bir baskı uygulamaktadır.

Bu örnekte aynı zamanda hatalı ikilemlerin retorik etkilerini artırmak amacıyla nasıl diğer teknik ve safsatalarla bir arada kullanılabildiği de görülmektedir. Bu örnek özelinde kullanılan hatalı ikilemin bir ad hominem argümanı içerdiği söylenebilir; zira ikilem, argümanın kendisini hedef almak yerine doğrudan rakibe saldırmaktadır.

Bunlarla paralel olan, başlıkta da kullandığımız bir diğer popüler hatalı ikilem örneği şudur:

Ya sev ya terk et!

Bu slogan, belli bir ülkenin veya toplumun parçası olup da onu eleştiren kişilere yönelik olarak sık kullanılan bir ifadedir. Halbuki basit bir mantık hatasından öteye geçemez: Bir insanın doğmayı seçmediği bir ülkeyi %100 sevmesi veya tamamen terk etmesi var olan iki seçenek değildir. Pekâlâ insanlar bir ülkeye veya topluma ait olmaya devam ederken, onu eleştirebilirler, onun daha iyi olması için çalışabilirler, onun içerisindeki diğer parçalara (örneğin belli ideolojik akımlara) karşı koyabilirler. Bunlar ve çok daha fazlası seçenekler arasındadır.

Son olarak yukarıdaki üç örneğin de genellikle hatalı ikilemlerin bir parçası olarak kullanılan ya-ya da ifadeleri içerdiğine lütfen dikkat ediniz. Ama hatalı ikilemler yalnızca ya-ya da ifadeleri ile kurulmak zorunda değildir; bambaşka formülasyonlarla da kullanılabilir:

Seçim basit: Alt kademede çalışanlarının maaşlarına zam yapmamızı istiyorsanız fiyatları önemli ölçüde artırmamız gerekir; bu da tüketicilere zarar verecektir.

Bu ifade, mevcut tartışmaya yalnızca iki seçenek getirerek konuyu hatalı bir şekilde ikileme indirgemekte; böylelikle karşıt duruşun (maaş zammı) ancak fiyatların artmasıyla mümkün olabileceği yanılgısını oluşturmaktadır. Bununla beraber ifade edilmeyen seçenekler de vardır. Örneğin maaş zammı için gereken bütçe, şirketin kar marjlarının düşürülmesi veya bir başka alanda tasarrufa gidilmesi yollarıyla da sağlanabilir.

Hatalı ikilemler “yerine” gibi kelimelerin kullanımıyla da formüle edilebilir:

“Yerine” kelimesinin bu şekilde kullanımı filozof Daniel Dennett tarafından “yerinecilik” olarak tanımlanmaktadır. Dennett’e göre bu, “Hatalı bir ikilemi nazikçe ve hızla yutturmanın bir yoludur.” Zira örnek bağlamında “yerine” kelimesi, durum böyle olmasa bile iki seçeneğin birbirini dışlar nitelikte olduğunu benimsetmek amacıyla kullanılır. Dennett konu hakkında şunları söylemektedir:[3]

Yerinecilik ana hatlarıyla şu şekilde kullanılmaktadır; ‘Ortodoks inancı ne kadar aksini söylese de konu falanfilanfalanfilan yerine filanfalanfilanfalandır; filanfalanfilanfalan, falanfilanfalanfilandan son derece farklıdır.’

Bazı yerinecilikler yerindedir; sunulan iki alternatif arasında gerçekten bir seçim yapmanız gerekir. Yani bazı durumlarda size hatalı bir ikilem değil, gerçek ve kaçınılmaz bir ikilem sunulabilir.

Ancak bazı yerinecilikler ise ucuz sihirbaz numaralarından öte bir niteliğe sahip değildir; zira ‘yerine’ kelimesi tartışmaya mahal bırakmaksızın taşıdığı seçenekler arasında bir uyumsuzluk, bir ya o ya bu’culuk olduğunu ima eder.

Kaynak: Evrim Ağacı

Küçük domatesler için büyük umutlar
NASA Bağımsız İncelemeye Yanıt Verdi

Reactions

0
0
0
0
0
0
Zaten bu yazı için tepki gösterdi.

Tepkiler

Kimler beğendi?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir