Orta Çağ’da insanlar ve hayvanlar arasında keskin bir ayrım yoktu. Onların düşüncelerini belirtemeyecekleri ve kendini savunamayacakları sanki tamamen unutulmuş gibi mahkemelerde yargılanmaya başlanmışlardı. Hayvan mahkemeleri, 1266 yılında Fransa’da bir domuzun yargılanıp idam edilmesiyle başladı. Genelde kiliselerde papazlar tarafından yapılan bu yargılama ilerleyen süreçlerde avukatlar ve tanıklarla birlikte oldukça ciddi bir hâl aldı. O zamanlar bu mahkemelerde en az 144 hayvanın yargılandığı belirtiliyor. Bu yazımızda ise en bilindik üç tanesini anlattık.
Fil Topsy
Bu fil, 1885 yılında Forepaugh Sirki tarafından Asya’dan ABD’ye getirilmiştir ve yıllarca şovlarda kendini göstermiştir. Toplam 5 yıl boyunca bu sirkte bir nevi köle olan Topsy, sirkteki son 3 yılında 3 tane bakıcısının ölümüne sebep olmuştur. Son olayın ardından fil, Coney Adası’na gönderilmiş ve orada mahkemece yargılanmıştır.
Mahkeme idam kararı verdi fakat bir müddet idamın nasıl yapılacağına dair tartışmalar sürdü. O sırada yüzyılın en büyük mucitlerinden biri olarak bilinen ve doğru akımı savunan Edison, alternatif akımın ne kadar zararlı olabileceğini göstermek için onu bir idam aracı olarak kullanılmasını önerdi. Bu öneri kabul edildi ve hayvancağızın bedeninden alternatif akım geçirilerek yaşamına son verildi.
Domuz ve Yavruları
Fransa’nın kırsal kesimlerinde bir bölgede bir domuz ve 6 yavrusu, küçük bir çocuğu öldürme suçundan tutuklandılar. Toplam bu 7 domuz; tanıklar, şahitler ve avukatlar ile birlikte gerçek bir mahkeme ortamında yargılandılar. Domuz yavrularının cinayete dahil olduklarına dair tam olarak bir kanıt olmadığı için onlar serbest bırakıldı fakat dişi domuz için arka ayaklarından ağaca asılması koşuluyla idam edilmesine karar verildi.
Yumurtlayan Horoz
İsviçre’de yaşanan bu olayda mahkemece yargılanan hayvan bir horoz! Sözde suçu ise yumurtlaması… Yumurtladığı için mahkemeden bu horozun şeytan olduğuna dair bir karar çıktı ve idam edilmesine karar verildi. İdamı ise yakılarak yapıldı.
Horoz yumurtlaması daha sonraki yıllarda da görüldü. Bilimsel olarak imkansız olmadığını ve bu olayın bir çift cinsiyetlilik örneği olabileceğini düşünen bilim insanları var.
