Jochen Rindt, sporun son derece tehlikeli olduğu bir dönemde birinci sınıf bir yarış pilotuydu. Formula 1 yarışları sürücüler için her zaman kişisel bir risk unsuru taşıyacaktır, ancak Jackie Stewart’ın 70’lerin sonunda başlayan (ve bugüne kadar devam eden) sürücü güvenliği sorumluluğundan önce sürücüler sezonda birden fazla oranda ölüyordu.
Bu spor ölümcül olabilirdi ama aynı zamanda neredeyse imkansız derecede çekiciydi ve dünyanın en cesur ve en yetenekli sürücülerini servet ve zafer vaadiyle kendine çekiyordu. 1970 sezonuna girerken Jochen Rindt en iyilerin en iyilerinden biriydi.
Anlaşıldığı üzere 1970 sezonu onun en büyük başarısıydı ama aynı zamanda hiç kırılamayan ve bir daha asla tekrarlanmayacağı umulan bir rekora imza attığı bir sezondu. Bir yarış pilotu olarak son yılında Rindt’e ne oldu?
Trajik Bir Son
Rindt 1970’e kadar dokuz yıl boyunca yarış pilotluğu yapmıştı ve bunların 7’sinde bir pisti o zamanlar dört tekerlek üzerindeki her şeyden daha hızlı dönebilen açık tek koltuklu araçlarda yarışmıştı. Alman pilot Cooper ve Brabham takımlarıyla karışık bir talih yaşadı ama 1969’dan itibaren Lotus’un lider pilotu oldu.
Rindt’in 1970’teki otomobili Lotus 72 devrim niteliğindeydi. Lotus’un değişken sahibi Colin Chapman hem bir dahi hem de bir vizyonerdi ve 72’ye bugün temel olan birçok özellik getirmişti.
Lotus, radyatörlerini önden ziyade sürücünün yanına monte ederek aracı daha aerodinamik hale getirmiş ve daha iyi soğutma ve daha iyi frenleme sağlamak için frenleri içeri çekmiştir. Ancak otomobilin parlamasını sağlayan tamamen yeni (ama artık evrensel olan) bastırma kuvveti üreten kanatlardı.
Ve Rindt yeni arabasına layıktı. Nihayet rekabetçi bir sürüşe sahipti ve Formula 1 dünya şampiyonu olma hayalini kovalayabilirdi ve sezona atakla başladı. Rindt sezonun ilk dokuz yarışından beşini kazanarak şampiyonluğun en büyük adayı ve favorisi haline geldi.
Ancak Monza’daki İtalya Grand Prix’sinin antrenmanları sırasında bir trajedi yaşandı. Bu yüksek hızlı pist ölümcül bir pist olarak ün yapmıştır ve tehlikeyi arttırmak için çoğu takım araçlarının arka kanatlarını çıkararak onları daha hızlı hale getirmiş ama aynı zamanda yol tutuşunu da ortadan kaldırmıştır. Lotus da farklı değildi.
Antrenman seansının beşinci turunda Rindt, çekişin en önemli olduğu sert frenleme bölümü olan Parabolica olarak bilinen viraja yaklaşırken aracının kontrolünü kaybetti. Aracı aniden kendini sola, çarpmanın etkisiyle ayrılan korkuluklara doğru fırlattı.
Rindt aldığı yaralar nedeniyle hastaneye kaldırılırken yolda öldü. Ancak 1970 sezonu onunla henüz bitmemişti. Şampiyonada Rindt’in arkasında ikinci sırada yer alan Jack Ickx, kalan dört yarışta Rindt’in liderliğini ele geçirmek için yeterli puanı toplayamadı.
Ve böylece sezon sonunda Jochen Rindt, ölümünden sonra Formula 1 Dünya Şampiyonu unvanını alan tek kişi oldu. Hayalini gerçekleştirmiş ama bunu yaparken hayatını kaybetmişti.
Ve böyle bir trajedi bir daha asla yaşanmasın.
