….
#2 Osmanlı Tarihindeki Bilinmeyen İlginç Olaylar
#1
Gezgin İbni Batuta, Orhan Gazi zamanındaki Türk kadınlarından bahsederken şöyle demektedir: " Türk kadınları yüzlerini örtmezler. Erkekleri onlara hürmet gösterir ki, görenler onların hizmetçisi sanır."
Kadınlara Değer
Gezgin İbni Batuta, Orhan Gazi zamanındaki Türk kadınlarından bahsederken şöyle demektedir: " Türk kadınları yüzlerini örtmezler. Erkekleri onlara hürmet gösterir ki, görenler onların hizmetçisi sanır."
#2
Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa, Osmanlı tarihinin kaydettiği en zengin vezirlerden bir büyük milyarder idi. 1601'de Diyarbekir'den gelirken Tokat civarında ağırlığı ünlü eşkıyalardan Deli Hasan tarafından basıldı. Hazinesi yağma edildi. Öyle ki, çete üyeleri kıymetli kumaşları arşınlayarak ve mücevherleri kalkanlarıyla ölçerek paylaştılar. Paşa'nın "cennet bağı" adını verdiği altın kaplama ve süslü taht gibi bir sediri vardı. Onun da altın mücevherli çiçeklerini bozarak yağma ettiler.
Sokullu Mehmet Paşa
Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa, Osmanlı tarihinin kaydettiği en zengin vezirlerden bir büyük milyarder idi. 1601'de Diyarbekir'den gelirken Tokat civarında ağırlığı ünlü eşkıyalardan Deli Hasan tarafından basıldı. Hazinesi yağma edildi. Öyle ki, çete üyeleri kıymetli kumaşları arşınlayarak ve mücevherleri kalkanlarıyla ölçerek paylaştılar. Paşa'nın "cennet bağı" adını verdiği altın kaplama ve süslü taht gibi bir sediri vardı. Onun da altın mücevherli çiçeklerini bozarak yağma ettiler.
#3
Evliya Çelebi'ye göre; Süleymaniye Camisi yapılırken İran Şahı, Kanuni'ye, parası yetmezse satıp tamamlasın diye, bir çekmece elmas yollamış. Padişah ise o elmasları küçük minarelerden sağdakinin taşları arasına koydurtmuş. Buna da cevahir minaresi denmiştir.
Camii
Evliya Çelebi'ye göre; Süleymaniye Camisi yapılırken İran Şahı, Kanuni'ye, parası yetmezse satıp tamamlasın diye, bir çekmece elmas yollamış. Padişah ise o elmasları küçük minarelerden sağdakinin taşları arasına koydurtmuş. Buna da cevahir minaresi denmiştir.
#4
At kestanesi ağaçları Fransa'ya 1615'te İstanbul'dan götürülmüştür. Paris bulvarları bunlarla süslüdür.
At kestanesi
At kestanesi ağaçları Fransa'ya 1615'te İstanbul'dan götürülmüştür. Paris bulvarları bunlarla süslüdür.
#5
Üniversite kütüphanesinde bulunan Fatma Sultan'ın murassa ciltli Kur'an'ının sayfaları gümüştendir.
Dine Bağlılık
Üniversite kütüphanesinde bulunan Fatma Sultan'ın murassa ciltli Kur'an'ının sayfaları gümüştendir.
#6
19. y.y. başlarında İstanbul kibar gençleri başlarına üç arşın şal sararlar, fakat göğüs, kol ve bacaklar açık, çıplak gezer, ayaklarına da yalnız altı bulunan kırmızı yemeni giyerlerdi.
Giyiniş Tarzları
19. y.y. başlarında İstanbul kibar gençleri başlarına üç arşın şal sararlar, fakat göğüs, kol ve bacaklar açık, çıplak gezer, ayaklarına da yalnız altı bulunan kırmızı yemeni giyerlerdi.
#7
Sokullu'nun, şehit edildiği zamanki kanlı gömleğini ailesi iki buçuk asır sakladı. Her sene mevlüdü okunup ziyaret edildi. Sonra Karaağaç'taki yalılarıyla birlikte andı.
Ölümü Yâd Etmek
Sokullu'nun, şehit edildiği zamanki kanlı gömleğini ailesi iki buçuk asır sakladı. Her sene mevlüdü okunup ziyaret edildi. Sonra Karaağaç'taki yalılarıyla birlikte andı.
#8
İlk satın aldığımız buharlı geminin adı “Svift” idi. Bu zat, “Gülliver Seyahatnameleri”nde yazan meşhur İngiliz muharrirdir.
Gemi
İlk satın aldığımız buharlı geminin adı “Svift” idi. Bu zat, “Gülliver Seyahatnameleri”nde yazan meşhur İngiliz muharrirdir.
#9
Lale devrinin en namlı lalecisi Tabak Ata isminde esnaftan fakir bir adamdı. 80 çeşit nefis lale yetiştirmişti ve sarayların bahçelerine soğanlar ondan alınırdı. Bu çiçek yüzünden İstanbul’un en zengin simalarından biri olmuştur.
Lale Devri
Lale devrinin en namlı lalecisi Tabak Ata isminde esnaftan fakir bir adamdı. 80 çeşit nefis lale yetiştirmişti ve sarayların bahçelerine soğanlar ondan alınırdı. Bu çiçek yüzünden İstanbul’un en zengin simalarından biri olmuştur.
#10
Sokullu Mehmet Paşa’nın Karaağaç Yalısında yanan gayet kıymetli bir inci tesbihi vardı. İmamesi zümrüt ve taneleri yakuttu. Devrin kıymetli bir hattatı imamesinden başlayarak bu tesbihin üzerine bir Mushafı Şerif yazmıştı.
Değer
Sokullu Mehmet Paşa’nın Karaağaç Yalısında yanan gayet kıymetli bir inci tesbihi vardı. İmamesi zümrüt ve taneleri yakuttu. Devrin kıymetli bir hattatı imamesinden başlayarak bu tesbihin üzerine bir Mushafı Şerif yazmıştı.
