Gelin asla çıkmaması gereken film adaptasyonlarından 5 tanesine daha bakalım.
5 Tane Daha Keşke Hiç Filmi Çıkmasaydı Dediğimiz Oyun!
#1
Angelina Jolie, o zamanlar bu rolü oynayacak en iyi kişiydi - ne yazık ki, bazı aksiyon sekanslarının yanı sıra, bu filmde övebileceğim başka bir şey yok. Ayrıca devam filmini nasıl getirebileceklerini merak ettiren bir olay örgüsü yaratmayı nasıl başardılar? Hiç bir fikrim yok.
Lara Croft: Tomb Raider (2001)
Angelina Jolie, o zamanlar bu rolü oynayacak en iyi kişiydi - ne yazık ki, bazı aksiyon sekanslarının yanı sıra, bu filmde övebileceğim başka bir şey yok. Ayrıca devam filmini nasıl getirebileceklerini merak ettiren bir olay örgüsü yaratmayı nasıl başardılar? Hiç bir fikrim yok.
#2
Video oyunlarından aldıkları bu kadar çok miktarda içerikle, film için bundan daha fazlasını kullanacaklarını düşünmüştüm. Bu listedeki diğer filmler gibi, stüdyolar nedense uyarladıkları oyuna çok fazla bağlı kalmak istemiyor gibi görünüyor. Film, günümüz İspanya'sından 15. yüzyıl İspanya'sına gidip geliyor, ancak dağınık olay örgüsü ve yeni tasarlanan animus ile hayranlar bu uyarlamadan memnun değiller.
Assassin's Creed (2016)
Video oyunlarından aldıkları bu kadar çok miktarda içerikle, film için bundan daha fazlasını kullanacaklarını düşünmüştüm. Bu listedeki diğer filmler gibi, stüdyolar nedense uyarladıkları oyuna çok fazla bağlı kalmak istemiyor gibi görünüyor. Film, günümüz İspanya'sından 15. yüzyıl İspanya'sına gidip geliyor, ancak dağınık olay örgüsü ve yeni tasarlanan animus ile hayranlar bu uyarlamadan memnun değiller.
#3
Doom oyunlarında, cehennemden doğan şeytanlarla savaşıyoruz; filmdeyse, ekranda gördüğümüz şey nedense genetik olarak geliştirilmiş insansılar. Orijinal kaynak materyalle hiçbir bağlantı kurmaya çalışmamaları, uyarlamak istedikleri oyunla ne kadar kopuk olduklarını gösteriyor. Filmi kurtaran tek kısım, filmin kısa bir bölümünde Duke'un birinci şahıs görüşüne sahip olmasıydı.
Doom (2005)
Doom oyunlarında, cehennemden doğan şeytanlarla savaşıyoruz; filmdeyse, ekranda gördüğümüz şey nedense genetik olarak geliştirilmiş insansılar. Orijinal kaynak materyalle hiçbir bağlantı kurmaya çalışmamaları, uyarlamak istedikleri oyunla ne kadar kopuk olduklarını gösteriyor. Filmi kurtaran tek kısım, filmin kısa bir bölümünde Duke'un birinci şahıs görüşüne sahip olmasıydı.
#4
Fragmanı ilk gördüğümde Sin City havası aldığımı hatırlıyorum ama filmi izledikten sonra bunun sadece insanları koltuğa oturtmak için bir oyun olduğunu fark ettim. Zaman zaman görsel olarak stil açısından havalı olsa da, hikaye hiçbir anlam ifade etmiyordu ve IP ile eşanlamlı olan kurşun gösterisi hayranların dikkatini çekmeyi başaramadı.
Max Payne (2008)
Fragmanı ilk gördüğümde Sin City havası aldığımı hatırlıyorum ama filmi izledikten sonra bunun sadece insanları koltuğa oturtmak için bir oyun olduğunu fark ettim. Zaman zaman görsel olarak stil açısından havalı olsa da, hikaye hiçbir anlam ifade etmiyordu ve IP ile eşanlamlı olan kurşun gösterisi hayranların dikkatini çekmeyi başaramadı.
#5
Birbirinden çok uzak oldukları ve her ikisinin de bu listeye dahil etmem gereken korkunç şeyleri olduğu için dahil ettiğim aynı seriden sadece ikisi. Açıkçası, olay örgüsü hiçbir zaman mantıklı gelmeyecekti ama dövüşler harika olacaktı, değil mi? Hayır. Bunun üstüne, elmalı turta kadar Amerikalı olması gereken Guile'i canlandıran ve Belçika aksanı saklanamayan Jean-Claude Van Damme'den başkası değil.
Street Fighter (1994)
Birbirinden çok uzak oldukları ve her ikisinin de bu listeye dahil etmem gereken korkunç şeyleri olduğu için dahil ettiğim aynı seriden sadece ikisi. Açıkçası, olay örgüsü hiçbir zaman mantıklı gelmeyecekti ama dövüşler harika olacaktı, değil mi? Hayır. Bunun üstüne, elmalı turta kadar Amerikalı olması gereken Guile'i canlandıran ve Belçika aksanı saklanamayan Jean-Claude Van Damme'den başkası değil.
