SARIKAMIŞ DENİNCE AKLIMIZA GELMEYEN BİR GERÇEK
Sarıkamış denince düşmana değil de kışın zor şartlarına yenilen, cephe hattında ilerlerken donan buzdan heykellere dönen Mehmetçiklerin görüntüleri beliriverir. Bir de bitmek bilmeyen strateji tartışmaları. Oysa en az düşman saldırısı kadar askeri ve halkı kırıp geçiren tifüs salgını genellikle akıllara gelmez.
2 Ağustos 1914’te 1.Dünya Savaşı için seferberliğin ilanıyla birlikte ülkenin çeşitli yerlerinden gelen askerlerin de etkisiyle İstanbul başta olmak üzere bütün Anadolu ‘da salgın hastalıklar hızla yayılır. Bu hastalıklar arasında bitler aracılığıyla yayılan tifüs öne çıkmıştır.
Sarıkamış Harekâtı’nda günlerce sıcak göremeyen askerler, banyo yapamadıklarından ve elbiselerini temizleyemediklerinden dolayı bitlenirler. Askeri ve halkı kırıp geçiren tifüs salgınının önlenmesi için her şeyden önce bitlerin yok edilmesi gerekiyordu. Elbise ve eşyaları temizleyecek tıbbi malzemenin yetersizliği doktorları çareler aramaya itmiştir. Türk doktorlar kendi keşfettikleri makinelerle tifüsü önlemeye çalışmışlar, önceleri ekmek fırınlarında asker elbiseleri ısıtılarak bitten temizlenirken daha sonra buğu kazanı keşfedilmiştir. Seyyar kazanlar üstüne yerleştirilen kaplar
içerisindeki elbiselere yüksek ısıda buhar uygulanarak bitler temizlenmeye
başlanmıştır.
Sarıkamış Harekâtı sırasında ve savaş sonrasında cereyan eden tifüs salgını ve harekâttan aylar sonra bile şehitlerin gömülememesinden doğan salgın hastalıklar, Anadolu’da etkisini göstermeye devam etmiştir.
Hikmet Özdemir, “Salgın Hastalıklardan Ölümler” isimli eserinde asıl facianın Sarıkamış Harekâtı’ndan sonra başladığını, salgın hastalıkların Erzurum’dan başlayarak Erzincan, Bingöl, Elazığ, Diyarbakır ve Harput’u etkisi altına aldığını belirtmiş ve şu rakamları vermiştir:
“6 Şubat 1915’te, Hasankale’de 2 bin 41, Erzurum ve civarında 8 bin 906, Bayburt’ta 1.050, Trabzon’da 1000, Bulanık’ta 457, Hınıs’ta 913, Malazgirt’te 412, Van’da 521 hasta ve yaralı vardır. 3. Ordu’da hasta ve yaralı mevcudu, Erzincan, Elazığ, Muş, Bitlis,
Diyarbakır hastaneleri ile birlikte 20 bine ulaşmıştır” (Özdemir, Salgın Hastalıklardan Ölümler 1914-1918, 2010: s.199).