Rusya’da Anna
Büyük Petro’nun torunu ve Rus İmparatorluğu’nun hükümdarı II. Peter 1530’da çocuksuz öldü. `Bu, imparatorluğun varisi olarak beş olası aday bıraktı: Anna, iki kız kardeşi ve Büyük Peter’in iki kızı.
Peter’ın kızları evlilik dışı doğmuştu ve gayrimeşru olmaları iddialarını zayıflattı. Ayrıca Anna’nın babası İvan, Büyük Petro’nun ağabeyiydi ve bu da Anna’yı bariz aday yaptı. Anna aynı zamanda çocuksuz bir duldu ve deneyimli bir bölge valisiydi.
İmparatoru destekleyen bir grup danışman ve soylu olan Rusya Yüksek Mahremiyet Konseyi, bu nedenle lider olması için Anna’yı seçti. Konsey lideri Prens Dimitri Golitzyn, Anna’yı manipüle etmeyi ve onu borçlarına sokmayı umarak, bir Koşullar beyanı imzalaması şartıyla seçimi onayladı.
18 Ocak 1730’da Anna koşulları kabul etti ve İmparatoriçe ilan edildi. Bu koşullar arasında savaş veya barış ilan edememek, vergi koyamamak veya soyluları yargılanmadan cezalandıramamak da vardı.
Ancak Anna’nın onların kurallarına göre oynamaya niyeti yoktu. Geldiği anda, Privy Council’i veya danışmanlarını derhal görevden aldı ve onu feshetti. Otokrasi hakkını destekleyen Rusya’nın dört bir yanından prensleri terfi ettirdi ve Yüksek Konsey’in çoğunu Sibirya’ya sürgüne ve neredeyse kesin ölüme gönderdi.
Anna, Büyük Petro tarafından başlatılan rejimin bazı yönlerini takip etti. St Petersburg için bazı mimari tasarımlarını tamamladı ve Rusya genelinde bir kanal ağını genişletmeye devam etti. Aynı şekilde, Peter tarafından kurulan Rus Bilimler Akademisi’ni savundu ve ona yardım etti.
Bunlar çılgın bir despotun faaliyetleri gibi görünmeyebilir ve Rusya’nın karanlık çağının iddiaları çok uzak görünüyordu. Ancak, soylularına karşı sert muamelesi ona kısa sürede itibar kazandırdı.
Buz Sarayı
Anna, soylularını yönetmeyi seçme biçimiyle bugün muhtemelen en ünlüsüdür. Kraliyet ve soylu bir ailenin bir üyesi olan Michail Golitzyn (belki de Yüksek Mahremiyet Konseyi liderinin bir akrabası), Anna onu saray soytarısı yaptığı için unvanı ve adı elinden alındı.
Bunun nedeni ise bir İtalyan prensesiyle evlenip Anna’nın yasaklamasına rağmen Katolikliğe geçmesi olarak kaydedilmiştir. Misilleme yapmak için onu “çirkin ve yaşlı” hizmetçilerinden biriyle evlenmeye zorladı.
Anna, onu daha da aşağılamak için, yakın zamanda Osmanlı Türklerine karşı kazandığı zaferi kutlamak için inşa ettiği buzdan sarayında evliliğini tamamlamasını da sağladı. Yeni evli çift, gardiyanlara rüşvet verdikleri için hayatta kalarak geceyi burada geçirmek zorunda kaldı.
Bir zorbanın eylemleri mi yoksa politik kurnazlık mı? Bazı tarihçiler, buzdan sarayın Rus aristokrasisine bir uyarı işlevi gördüğünü belirterek ikincisini tartıştılar. Aynı zamanda güzeldi, o zamanlar Batı Avrupa’da olan her şeye eşit bir mimari başarı sergiliyordu. Cesur bir darbeyle soylularını disipline etmiş ve yönetici seçkinlerin geri kalanına bir mesaj göndermişti.
Bir Buz Mirası
Rusya’da Anna, lüks zevki olan, eksantrik olarak zalim bir kadın olarak hatırlandı. Bunun dışında, Rusya’yı modernleşmeye zorlamak için seleflerinin izinden giden bir hükümdar olarak tanındı. Buz Sarayını yaratması ve kullanması, karakterinin bu iki tarafını mükemmel bir şekilde kapsıyor. Manipüle edilmeyecek ve itilip kakılmayacak eksantrik ve cömert zevkleri olan bir kadın. Olağanüstü bir kadın, ama belki de deli değil.
