Gayri resmi olarak koala lemur olarak bilinen Megaladapis, bir zamanlar Madagaskar adasında yaşayan soyu tükenmiş üç lemur türünden oluşan Megaladapidae familyasına ait bir cinsti. En büyüğünün uzunluğu 1,3 ila 1,5 m (4 ila 5 ft) arasındadır.
Megaladapis, yaşayan herhangi bir lemurdan oldukça farklıydı. Vücudu çömelmişti ve modern koalanınki gibi inşa edilmişti . Uzun kolları, parmakları, ayakları ve ayak parmakları ağaçları kavramak için özelleşmişti ve bacakları dikey tırmanış için açılmıştı. Eller ve ayaklar kavisliydi ve ayak bilekleri ve bilekler, diğer lemuridlerin çoğunun sahip olduğu yerde hareket etmek için gereken olağan dengeye sahip değildi. Pedal morfolojisi, Megaladapis’in ağaçta yaşayan bir ortamda yaşamak için evrimleştiğini gösteriyor. Ayağı, diğer ağaçta yaşayan türler tarafından paylaşılan özellikler olan, ağaçları dikey olarak kavramasına yardımcı olan büyük bir halluksa ve yanal abduktor kas sistemine sahipti. Kafası başka hiçbir primatınkine benzemiyordu; en çarpıcı olanı, diğer tüm primatlarda olduğu gibi gözleri kafatasının ön tarafında değil, kafatasının yan taraflarındaydı.
Uzun köpek dişleri ve inek benzeri çenesi sivrilen bir burun oluşturuyordu . Çene kasları, sert doğal bitki örtüsünü çiğnemek için güçlüydü. Dişlerinin mikro aşınma modellerine dayanarak, Megaladapis’in yaprak kırparak yiyecek arama yöntemi kullanarak yapraklı olduğuna inanılıyor . Bu paternler, kalıcı üst kesici dişler veya mandibular kondilin arka yüzünde genişlemiş bir eklem fasetinin varlığını bulmadı. Bu diyet ve dişlerin benzer fenotipik özellikleri, Lepilemur ile ortak bir ataya ulaşmanın temelini oluşturur. Bununla birlikte, diyet, diş gelişimini etkileyen faktör olabilir. Daha büyük bir beyne, daha sonra molar kronların başlatılmasına ve daha uzun taç oluşumuna sahip türlerin, daha çok omnivor bir diyete sahip olduğu kabul edilir. Buna karşılık, Megaladapis , daha küçük bir beyne sahip olmasına, azı dişlerinin erken başlamasına ve hızlı taç oluşumuna sahip olmasına rağmen, yapraklı bir diyetle yaşadı.